![](https://www.semabayraktar.com/wp-content/uploads/2021/04/sibo-2.jpg)
İnce bağırsaklar besinlerin sindirilmesi ve emilim süreçlerinde önemli bir işleve sahiptir. Ayrıca bağışıklık sistemini oluşturan en önemli parçalardan biri ince bağırsaklardır. Aktif bir lenfoid hücre ağından meydana gelir. Bu hücreler bağışıklık sisteminin enfeksiyonlara karşı mücadele etmesini ve bağışıklığın düzenlenmesini sağlar. İnce bağırsaklarda bazı yararlı bakteriler bulunur. Söz konusu bakterilerin ideal oranda olması herhangi bir sorun teşkil etmez. Bu, fizyolojik bir durumdur ve her sağlıklı bireyin ince bağırsaklarında birtakım bakteriler vardır.
Bunlar yiyeceklerle birlikte alınan patojenik (kötü) mayaların ve bakterilerin bağırsak sağlığını bozmasına engel olur. Öte yandan gıdâ maddelerinin emilimini kolaylaştırır. Çeşitli faydalı besin öğelerinin (örneğin kısa zincirli yağ asitlerinin) üretiminden, K vitamini ve folat gibi bileşenlerin sentezlenmesinden de yine bunlar sorumludur.
Gıdâlar sindirim kanalında bağırsak kaslarının kasılmasına bağlı olarak ilerler. Bunu gerçekleştiren dalga hareketi bağırsaktaki faydalı bakteriler yardımıyla devam eder.
SİBO Ne Demektir?
İnce bağırsaklardaki bakterilerin normalden fazla olması durumudur. Bu organda bulunması gereken yararlı bakterilerin aşırı miktarda çoğalması veya farklı bakterilerin üremesine ‘SİBO’ denir.
Birçok hastada bu duruma yalnızca bir bakteri sebep olmaz. Aslında kalın bağırsaklarda olması gereken bakteri tipleri ince bağırsaklarda artış göstererek SİBO rahatsızlığını meydana getirir. Bazen de SİBO, ince bağırsaklarda yer alan bakterilerin fazlalaşmasıyla ortaya çıkabilir.
SİBO, ince bağırsağın yapısında ve fonksiyonlarında değişikliğe yol açar. İnce bağırsak mukozasının zarar görmesine sebebiyet verip besinlerin sindirilmesini ve emilmesini zorlaştırır. Hasar gören ince bağırsak mukozası bağırsağın daha geçirgen bir hâle gelmesine neden olabilir. Bu ise, boşaltım sistemindeki atık maddelerin ve büyük partiküllerin dolaşım sistemine karışmasını mümkün kılar. Buna ‘aşırı bağırsak geçirgenliği’ denir.
Bağırsak duvarının daha geçirgen olması gıdâ duyarlılığını ve alerjisini beraberinde getirir. Bunlar otoimmün rahatsızlıklara ve kronik enflamasyona davetiye çıkarır. Bağışıklık sisteminin reaksiyon göstermesini tetikleyerek potansiyel komplikasyonlarla sonuçlanır.
Bakterilerin kendisi ya da bakteri ürünleri kan akımına geçebilir. Neticede kronik ağrı ve kronik yorgunluk gibi şikâyetler gözlemlenir.
Bakteriler tarafından salgılanan asitler beyinde hafif enflamasyon yapabilir. Bilinç bulanıklığı dâhil çeşitli zihinsel ve nörolojik belirtiler baş gösterebilir.
İnce bağırsakların yanlış tipte veya olması gerekenden fazla sayıda bakteriye mâruz kalması yiyeceklerin sindirimine ve emilimine olumsuz etkide bulunur. Bu faaliyetlerin bozulması beslenme yetersizliğini doğurur. Söz konusu bakteriler genelde B12 vitamini ve benzeri vitaminlerin hücrelere ulaşmasını önler ve emilmesine engel olurlar.
Bağırsaklara zarar veren bakteriler tüketilen gıdâlardaki vitaminlerle beslenir. Öte yandan yiyeceklerdeki proteinleri ve amino asitleri de alarak protein yetersizliği oluşturabilirler. Bunların parçalanması daha fazla amonyak üretilmesine sebep olabilir. Amonyak zehirli bir bileşik olup detoksifikasyon gerektirir.
Aslında insan vücudu günde belli bir miktar amonyak üretimi yapar. Fakat bakteriler ekstra amonyak üretimine yol açtığında detoksifikasyon sistemine fazladan yük biner.
Bakterilerin safra asitleri üretiminde de rolü vardır. Yağ emiliminin azalmasından sorumlu olan bu zararlı bakteriler, yağda çözünen A, D ve buna benzer vitaminlerin emilip kana geçmesine, vücut tarafından kullanılmasına mânî olurlar.
SİBO Sebepleri
Vücut; SİBO hastalığının önüne geçmek için çeşitli yöntemler kullanır. Bunları kısaca şöyle ifade etmek mümkündür:
- Asidik ortam sağlamak (Mide asidi sekresyonu)
- Bağırsak kaslarını aktif tutmak sûretiyle denen algalı hareketi (bağırsak peristaltizmini) devam ettirmek
- Bağırsak sıvısında immunglobulin salgılamak
- İleoçekal valf (Bu valf; kalın bağırsaktaki içeriğin ince bağırsağa kaçmasını önler. Çekum, kalın bağırsağın ilk parçasıdır ve kese şeklindedir. İleum ise ince bağırsağın bitişi yani son bölümüdür. İşte ileoçekal valf; bu iki doku arasında bulunur.)
- SİBO kompleks bir hastalıktır ve nedenleri konusunda araştırmalar sürmektedir. Fakat çoğu zaman, bildirilen koruyucu mekanizmalardaki bozukluklarla ilişkili olduğu söylenebilir.
SİBO Risk Faktörleri
SİBO için tespit edilen risk faktörleri aşağıdaki gibidir:
- Hassas bağırsak sendromu
- Mide asidinin azalması
- Crohn hastalığı
- Çölyak hastalığı
- Tip 1 ve tip 2 diyabet (Diabetes mellitus)
- Bağırsak operasyonları
- Organ disfonksiyonları (Kronik böbrek yetmezliği, pankreatit, karaciğer sirozu vb.)
- Antibiyotik ilaçların sık aralıklarla kullanılması
- Doğum kontrol hapları
- Alkol tüketimi
SİBO Vücudu Nasıl Etkiler?
- SİBO hastalığına yol açan bakteriler sindirim ve besin eimilimi vasıtasıyla etkileşime girip bağırsak duvarını bozabilir ve ‘geçirgen bağırsak sendromu’ meydana getirebilir.
- Alınan gıdâlar bakteriler tarafından kullanılır. Bundan dolayı zamanla B12 ve demir gibi vitamin ve minerallerde eksiklikler başlayabilir. Zîrâ bakteriler bu nütrientler sayesinde canlılığını devam ettirir. Onlar vücudun ihtiyaç duyduğu besin öğelerinden yararlanmaya devam ettikçe anemi gelişebilir.
- Bağırsakların üst bölgesinde ve ince bağırsaklarda aşırı gazdan kaynaklı kabızlık, şişkinlik, karın ağrısı oluşabilir. Bunlara
- IBS semptomları denir. Ayrıca flatülans ve geğirme gibi şikâyetler de görülebilir.
- Bakterilerin dekonjugasyona neden olması yani safra asitlerini parçalaması yağ emilimini sekteye uğratır. Safra asitlerinde yaşanan eksiklik yağların sindirilmesine engel olur. Böylelikle yağ içerisinde çözünebilen A ve D vitaminleri emilemez. Yağlı dışkılama görülür.
- Bozulan bağırsak duvarı işlevini yerine getiremez. İyice sindirilmemiş büyük besin molekülleri kana dâhil olur. Vücudun savunma sistemi de kendini bunlardan korumak için reaksiyon gösterir. Sonuç olarak gıdâ duyarlılığı ve alerjisi ortaya çıkar.
- Bakterilerin yalnızca ürünleri değil, kendileri de dolaşım sistemine nüfuz edebilir. Bu, bakterilere karşı tepkiye yol açar. Bağışıklık reaksiyonuna bağlı olarak karaciğerin yükü artar, kronik yorgunluk ile vücudun çeşitli bölgelerinde ağrılar oluşur.
- Bakterilerin salgıladığı aşırı miktardaki asit beyinde düşük dereceli enflamasyonun meydana gelmesine neden olur. Bu da zihin bulanıklığı başta olmak üzere çeşitli bilişsel ve nörolojik semptomları beraberinde getirir.
- Oral kontraseptifler yani doğum kontrol hapları ile alkol tüketimi SİBO hastalığına yakalanma ihtimalini güçlendirir.
SİBO Semptomları
SİBO hastalığında en yaygın karşılaşılan şikâyetler şöyledir:
- İshal
- Karında şişlik
- Karında rahatsızlık hissi/karın ağrısı
- Gaz ve geğirme
- Kabızlık
- Vitamin eksikliklerine ve kilo kaybına bağlı semptomlar (Ağır vakalarda)
SİBO Teşhisi
SİBO’nun toplumda ne kadar yaygın olduğuna ilişkin kesin bir veri elde edilememiştir. Bilim insanlarının bazıları, hiçbir belirti göstermeyen bireylerin ortalama %6-%15’inde SİBO bulunduğunu ifade etmektedir.
Ancak iritabl kolon yani hassas bağırsak sendromu olanlarda bu oran %80’lere çıkmaktadır.
SİBO, yeteri kadar tanı koyulan bir durum değildir. Bunun nedeni pek çok hekimin ve hastanın böyle bir durumdan haberdar olmamasıdır. Ayrıca en fazla kullanılan metan gazı ve hidrojen seviyelerinin ölçüldüğü nefes testlerinin hâlâ büyük ölçüde yanlış sonuç vererek tanıyı zorlaştırmasıdır. Başka bir ifade ile, kişi bu hastalığa sahip olduğu halde bir şeyi yokmuş gibi testi negatif sonuçlanabilir.
SİBO Tedavisi
SİBO tedavisinde genellikle antibiyotiklerden yararlanılır. Fakat araştırmalar, antibiyotik tedavisi alan hastaların yarısında buna rağmen 1 yıl içinde hastalığın yeniden nüksettiğini ortaya koymuştur. Bu da gösteriyor ki bakteri çoğalmasını antibiyotiklerle tedavi etmek yalnız başına yeterli değildir ve kalıcı iyileşme sağlamamaktadır.
Onun için hastayı bu duruma yatkın hâle getiren faktörü tespit etmek, altta yatan sebebi belirlemek kesin tedavi noktasında büyük önem arz etmektedir.
SİBO; yukarıda belirtilen faktörlerle ve hastalıklarla ilişkilidir. Bununla beraber motilite yani bağırsak hareketlerindeki anormalliklerin de SİBO oluşumunda büyük rolü vardır.
Besinlerin ince bağırsaktan geçişi SİBO hastalarında normalden daha uzundur. Hastalara klasik antibiyotik tedavisi ve bitkisel kür uygulandıktan sonra ince bağırsakların kas kontraksiyonlarında artış sağlayan prokinetik ajanlara başvurulabilir.
SİBO üzerine yapılan araştırmalar sürmektedir. Hastalığın kompleks yapısı günden güne daha iyi anlaşılmakta ve tedavinin kişiye özgü olarak programlandığı takdirde daha yüksek başarı elde edileceği netlik kazanmaktadır.
İnce Bağırsak Savunması Nasıl Güçlendirilir?
Aşağıda yer alan öneriler ince bağırsakların bakterilerle savaşmasına ciddi katkıda bulunacaktır:
- Kaliteli ve yeterli uyumak
- Stresi kontrol altında tutmak
- Yemekleri sessiz bir ortamda, yavaş ve iyi çiğneyerek yemek
- Antasit kullanımını terk etmek
- Tuvalet ihtiyacı geldiğinde bunu gidermeyi ertelememek
- Yemek sırasında telefonla meşgul olmamak, TV seyretmemek veya farklı bir iş ile uğraşmamak
- Fosfatidilkolin ve taurin ile safra üretimine yardımcı olmak